Her şeyden önce pistlerdeki başarısı onu efsane olarak nitelendirmeye yeterliydi. 84 yılında 24 yaşındayken çıkmıştı ilk kez F1 pistlerine. Ve çıkar çıkmaz da hissettirmişti yeteneğini izleyici ve otoritelere. O sezon baştan sona yağışlı geçen Monaco grandprixinde kazanmıştı "rainmaster" lakabını. İlk şampiyonluğunu ise 4 yıl sonra yaşayacaktı Senna. ve 10 yıllık F1 kariyerine 3 şampiyonluk sığdıracaktı, ve bu 10 sezonun 9 tanesinde pilotlar klasmanında ilk 4 sırada yer bulacaktı kendisine. Böylesine başarılı olması efsane olarak anılması için elbette yeterliydi. Ama Senna'ya yetmedi. Senna bunların ötesinde insanlığı ile ön plana çıkacaktı ve gönüllere taht kuracaktı.
Yıl 1992. Belçika GP. Yarış devam ederken Eric Comas kaza yapıyor. Parçalanan tekerleği kopan araç yol ortasında kalıyor. Eric Comas'ın hemen arkasında yarışa devam eden Senna, o an insanlığa bir ders veriyor. Henüz ortalığın toz dumanı dinmemişken, Comas'ın aracının yanından geçiyor ve hemen ileride aracını kenara çekip piste atlıyor. Comas'a yardıma koşuyor. Diğer rakipler iki aracın arasından geçip giderlerken. Koşup aracın kontağını kapatıyor olası bir yangın ve patlama ihtimaline karşı. Böylelikle belki de Comas'ın hayatını kurtarmakla kalmıyor, her şeyin 3-5 puan fazla almak demek olmadığını, insanlığın önde olması gerektiğini gösteriyor herkese. Bu kazadan 2 yıl sonra da Comas, kaza geçiren ve hayatını kaybedecek olan Senna için piste atlıyor, kırmızı bayraklara aldırmadan Senna'nın yanına gidiyor ve kalabalığı yarıp ona ulaşıyor. Fakat Senna doktorlar ve görevlilerin müdahalelerine rağmen çoktan hayatını kaybetmiş olacaktır.
Senna Ratzenberg'in hayatını kaybetmesine çok üzülmüştü, o kadar ki çevresindekilere artık emeklilikten bahsetmeye başlamıştı. Fakat toparlanmalıydı yarın yarış vardı ve katılması gerekiyordu. Kazanın ertesi günü yarış başlangıcında stop eden araca arkadan çarpan bir araç yüzünden güvenlik aracı piste girmişti. Kimilerine göre güvenlik aracı kontrolünde ilerleyen yarış, olması gerekenden yavaştı ve araçların lastiklerini istenilen sıcaklıkta tutamamıştı güvenlik aracı. Güvenlik aracı pisti terkettikten yalnızca iki tur sonra Senna, Tamburello virajını alamayarak 211 km/saat hızla duvara çarparak durabildi. Kırmızı bayraklar sallandı, yarış durduruldu. Hemen müdahale edildi doktorlar geldi. Fakat Senna hareket etmiyordu. Çok geçmeden araçtan çıkarıldı ve aracının hemen yanına pistin kenarına yatırıldı. İlk müdahalenin ardından helikopter ile hastaneye kaldırılsa da hayatını orada aracının yanıbaşında kaybetmişti. Belki de onun arzuladığı ölümdü bu, en mutlu olduğu yerde, pistin kenarında aracının hemen yanında.
Yarış devam etmek zorundaydı, yarışı Schumacher kazandı fakat hayatını kaybeden iki pilotun anısına kutlama yapılmadı. Senna da bunu düşünmüştü, kutlama yapmayacaktı eğer yarışı kazanırsa, çünkü Ratzenberg hayatını kaybetmişti. Senna'nın kazasından sonra aracından kendi kanına bulanmış bir Avusturya bayrağı çıkmıştı. Yani Senna eğer hayatını kaybetmeseydi, Ratzenberg'in bayrağını dalgalandıracaktı podyumda. Kısmet olmadı. O en mutlu olduğu yerde, kendini ait hissettiği yerde hayatını kaybetti.
Sevgiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder